Irmak creates contrivances. In the studio, at residencies, preparing a pop-up show, he assesses the materials at hand — hardware and office supply store materials as often as fine art supplies — and organizes his sculptures and wall installations into assemblages with a private syntax. The process has its origins in his ongoing ritual of reorganizing his studio: this lends the resulting objects and installations an aura of reverence, as well as suspended activity and playfulness. They invite the viewer to decipher a succession of signs: sentences that can be read by anyone who has unpacked their belongings after a move or tidied up a space. And nowhere is the contrivance more pointed or more serendipitous than the one that he has put together for 400x118’s final exhibition of the year, where Irmak knocks open the proscenium that our makeshift exhibition space really is, revealing what’s behind.
In Irmak’s own words: The inner chamber of 400x118 is only accessible from the storage area behind it. Here the owner, Kemal Can, stores decoration materials such as self-adhesive foam wall panels, plastic furniture embellishments, imitation crown moldings, etc. I eliminated the panel separating the display from the room behind it to show the four sculptural figures I produced using the materials found here, leaving the items kept in the storage room as a backdrop. I guess I think of 400x118 as a theater stage and the backstage as a set for the characters I’ve created.
The artist's research includes another, more implicit dimension. One of his concerns, which he identified in his thesis as a student, was to probe issues of compatibility: drawing on his own queer identity, he signaled even back then a practice in which he “coerce[s] things into coexistence, clashe[s] materials that are at odd[s] and generally uses antipodes in tandem. He adds, "I am an imposturous matchmaker. These unions I forge are often vulnerable, clumsy, and fragile." But despite the artist's assertion, the visual language that emerges is rich, distinct, pointed, and full of resistance. This is perhaps made most evident, perhaps, in his statement that he has filled the 400x118 showcase with “gay riot”.
Another theme that comes up frequently in Irmak’s work is the matter of taste. While often, he uses high-quality art materials alongside aforementioned hardware and office supply store materials, here is a wealth of materials made mainly of cheap styrofoam imitating once-grand, now most decadent and gaudy: gilding, intricate details, the frivolous symbolism of foliage and waves. In doing so, he crosses another threshold, that of class and the subsequent right to define taste, confronting himself and us. Putting together fun sculptures using these decorative elements he would “probably never choose for [his] home”, he draws upon the darker emotions that contrast with the pastel colors and bubbly details of the work: hubris and what it has cost us.
Text: Zeynep Beler
Irmak, kurgular yaratan bir sanatçı. Stüdyoda, misafir sanatçı programlarında veya pop-up sergi hazırlığında olsun, elindeki malzemeleri değerlendirip - güzel sanatlar malzemeleri kadar hırdavat ve ofis malzemeleri de bunlar - heykelleri ile duvar yerleştirmelerini içkin bir söz dizimine sahip asamblajlar haline getirir. Bu sürecin kökeni, süregelen atölye toparlama ritüeline dayanır: sonuç olarak ortaya çıkan nesne ve yerleştirmelere bir ululamanın yanı sıra donakalmış bir aksiyon ve oyunculuk aşılanır. İzleyiciyi bir dizi işareti deşifre etmeye davet niteliğindedir bunlar: hayatının bir noktasında taşınma sonrasında eşyalarını yerleştirmiş ya da bir odayı toplamış olan herkesin okuyabileceği cümlelerdir. Bu kurgunun belki en net ve yerine yakışan örneği ile Irmak, 400x118’de sezonun son sergisi için bir araya getirdiği dört heykeliyle, özünde bir perde önü olan derme çatma sergi alanımızı sonuna kadar açarak arkasındakileri ortaya çıkarıyor.
Irmak'ın ağzından: 400x118’in iç haznesine yalnızca arkasında yer alan depo alanından erişmek mümkün. Mal sahibi Kemal Can burada kendinden yapışkanlı süngerli duvar panelleri, plastik mobilya detayları, taklit tavan oymaları, vb. dekorasyon malzemeleri depoluyor. Buradaki malzemeleri kullanarak ürettiğim dört heykel figürünü, galeriyi arkadaki odadan ayıran paneli kaldırarak ve depoda tutulan eşyaları fonda bırakarak göstermek istedim. 400x118i bir tiyatro sahnesi olarak gördüm sanırım ve yarattığım karakterleri sergilerken sahne arkasını da set olarak kullandım.
Sanatçının araştırmaları daha örtük başka bir boyut da içermekte. Ta öğrencilik zamanlarında tezinde saptadığı bir derdi, uyumluluk konularını araştırmak idi: kendi kuir kimliliğinden de yola çıkarak “bir şeyleri birlikte var olmaya zorladığı, birbiriyle çelişen malzemeleri çarpıştırdığı ve genellikle antipotları birlikte kullandığı” bir pratiğin sinyallerini o zaman vermişti. Ekler ki; “Hayalperest bir çöpçatanım. Kurduğum birlikler genellikle savunmasız, beceriksiz ve kırılgandır.” Fakat sanatçının iddiasına rağmen ortaya çıkan görsel dil zengin, belirgin, sivri ve direnç dolu olmakta. Bunu belki de en çok, 400x118’deki vitrini “gullümlü bir şatafat" ile doldurduğunu söylemesinden anlayabiliriz.
Irmak'ın çalışmalarında sıkça karşımıza çıkan bir diğer tema da zevk meselesi. Çoğu zaman, yukarıda bahsi geçen hırdavat ve ofis malzemelerinin yanı sıra yüksek kalite sanat malzemeleri kullansa da, burada çoğunlukla ucuz strafordan yapılmış, bir zamanların görkemli, şimdininse dejenere ve şatafatlı malzemelerine öykünen bir kalabalık var: yaldızlar, karmaşık detaylar, yaprakların ve dalgaların havai sembolizmi. Bunu yaparken başka bir eşiği, yani sınıf eşiğini ve beraberinde gelen zevk sahibi olma hakkını aşıyor, kendisiyle ve bizimle yüzleşiyor. "Muhtemelen evi[nde] asla kullanmayacağı" bu dekoratif unsurlardan neşeli heykeller yapan sanatçı, eserin pastel renkleri ve şen şakrak detaylarına tezat karanlık duygulardan da ilham alıyor: kibir ve bunun bize maliyeti gibi.
Metin: Zeynep Beler